Vanilya Kokulu Mektuplar

Merhaba,
Size bu hafta okuduğum bir kitabı tanıtmak istiyorum. Adı 'Vanilya Kokulu Mektuplar'.
Önce yazarı ile ilgili bilgi vereyim.

Sevim Ak
Sevim Ak öğretmen bir anne-babanın çocuğu olarak, Samsun’da, çıkmaz bir sokakta büyüdü. Sevim Ak’ın, bu sokakta, günlük yaşamın küçük, karmaşık ayrıntılarını, değişik insan portrelerini, yaşam tarzlarını gözlemlemek için bol zamanı oldu. O yıllarda babasının ona matematik problemlerini çözmek için aldığı sarı sayfalı defter, günlük olayları kaydettiği not defterine dönüştü. İlk öykülerini bu deftere yazdı. İlköğretim ve ortaöğretim hayatı boyunca çalışkan bir öğrenci olan Sevim Ak’a öğretmenleri ve ailesi fen bilimleri okumasını önerdiğinde lisede kimya mühendisliği okumaya karar verdi. Ailesi her dönemde akademik başarısını desteklese de babası, kişiliğinin yaratıcı yanlarını geliştirmesini ve sadece çalışkan bir öğrenci olmamasını telkin etti. Küçük yaşta kitaplarla tanışan Ak, edebiyat sevgisinden hiç vazgeçmedi.


Yıldız Üniversitesi Kimya mühendisliği ve biyokimya uzmanlığı bölümünü bitirdi. Sevim Ak 1985 yılından beri çocuk edebiyatıyla ilgilenmektedir. 1987 yılında, Redhouse Yayınları tarafından basılan ilk kitabı Uçurtmam Bulut Şimdi ile Akademi Kitabevi Öykü Ödülü’nü kazandı. Öyküleri Kırmızı Fare, Doğan Kardeş, Bando, Milliyet Kardeş, Başak Çocuk, Vakıf Çocuk, Kırmızı Bilye gibi çocuk dergilerinde yayımlandı. TRT’nin Portakal ve Zıpzıldır adlı çocuk programları için öyküler ve senaryolar yazdı. 1999’da, Arnavutluk’ta yayımlanan Balkan Yazarları Seçkisi’nde (Tregime) Benim Adım Titi adlı öyküsü Arnavutça olarak yer aldı. Düşlere Sobe adlı çocuk oyunu İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda sahnelendi. 17 Ağustos 1999 depreminin ardından Tel Aviv Belediyesi Ruh Sağlığı Merkezi ve Marmara Üniversitesi Vakfı işbirliğiyle yürütülen Marmara Depremi Psikososyal Rehabilitasyon Projesi, yazarın çocuk korkularıyla ilgili 13 öyküsünden yola çıkılarak başlatıldı. Doğu ve Güneydoğu’daki çocuklarla gerçekleştirdiği yaratıcı okuma ve öykü yazma çalışmalarının sonuçları Fransa’da Lignes D’ecritures’in çeşitli sayılarında yayımlandı. Kırık Şemsiye adlı resimli öykü kitabı Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği’nce 2006 yılının en iyi resimli kitabı seçildi.


Dünya çocuk edebiyatının Nobel’i sayılan Andersen Ödülü’nün de 2012 yılı adaylarından biri olan Sevim Ak’ın “Horoz Adam ve Korsan” adlı kitabı, IBBY’ın(International Board on Books for Young People) iki yılda bir hazırladığı Outstanding Books for Disabled Young People (Engelli Gençler için Göze Çarpan Kitaplar) kataloğuna seçildi.


Sevim Ak’ın öykülerinde hüzün ve sevinçlerle, sürpriz zıtlıklarla çocuğun dikkati daima canlı tutulur. Dolayısıyla Ak’ın karakteristik özelliği; çocuk için yaşam ve ölüm gibi zıtlıkları  şaşırtıcı bir doğallıkla dönüştürüp gerçekliği, hayalleri, hayatın ilk heyecanlarını, düş kırıklıklarını ve daha pek çok şeyi harmanlaması ve yetişkinlerin algılarından başka, sihirli bir dünya yaratabilmesidir. İlgi çekici bir başka yanı ise  ucu açık bırakılan öykülerin çocuk okuyucuları yeniden yaratmaya ve birlikte hayal kurmaya davet etmesidir. Yazar, son romanlarında hafif ve esprili üslubuyla ölüm nedeniyle dağılan aileler, boşanmanın çocuklardaki etkisi, yetimhane yaşamı, takıntılı ruh halleri, engellilik, doğadan uzaklaşan ve teknolojileşen çocukluk, kaybolma gibi konuları yazmıştır. 

Şimdi gelelim kitabımıza;
"Yaşam bir aynadır, sen ona gülümsersen o da sana gülümser" diyor kitabın başında sevgili yazar Sevim Ak.

Annesi ile babası ayrılan Kıymık, bir süreliğine anneannesinin yanına yerleşir.

Akşam oldu mu, Kıymık'ı görmelisiniz. Gülmekten yerlere yatarsınız. "Her akşam konserve konserve kutularıyla yaptığı teleskobuyla gökyüzündeki suçlu terziyi aramaya çıkıyor. Sözde bu terzi, görünmeyen makasıyla her yirmi dört saatte günün bir dakikasını kesiyor ve görünmeyen makinesiyle geceye dikiyormuş." sözleriyle Kıymık'ın hayal gücünün ne kadar geniş olduğunu anlayabilirsiniz.

Kıymık bir sabah sütünü içerken gazetedeki küçük bir ilan gözüne çarpar. İlan şöyledir :
              Felçli bir adama kitap okuyacak bir genç aranıyor.
              Ceylan sokak No:33 Palmiye
Kıymık yüreğinde pır pır eden bir saka kuşu varmışcasına mutlu hissediyordu kendisini. Çünkü Kıymık işi almıştı. Artık okul çıkışı Bay Tırtır'a kitap okuyacaktı.

Böylece hem para kazanacak, hem de yaşamına değişiklik gelecekti.

Mahallenin, bir de 29 yıl 9 aydır postacılık yapan postacısı vardı. Postacı Bay Güleryüz. Güleryüz "Sevgiyle verilen her haber güzelleşir" der. Kıymık , o akşamüstü pencerenin önünde oturuyordu. Postacıyı görünce, postacı kapıyı çalmadan hemen açtı. Güleryüz mektubu uzatınca, "Kimseden mektup beklemiyorduk." dedi. Bay Güleryüz: "Yaşamı asıl değiştirenler, beklenmeyen mektuplardır." diyerek bundan sonra değişecek olan hayatlarına dair sinyaller verdi.

Mektup mis gibi vanilya kokuyordu. Mektup "Aaa! Kral'a bak!" diye başlıyordu. İlk satırları okuyunca bunun bir masal olduğunu anladı. Biri dedesine masal yazmıştı.

Kıymık ertesi sabah okula giderken mektubu usulca masanın üzerine bıraktı.

Anneannesi Bayan Körpegül kahvaltı masasını toplarken gördü. Koltuğa oturdu, zarfı açtı, mektubu okumaya başladı. Bu mektup, yani masal, anneannesinin gözlerini açmıştı.

Yaşama anlam vermenin yaratmaktan geçtiğini anımsadım yeniden. Yaratmaya başlarsam hayatı... kurabileceğime inanıyorum diyerek yaşamına yeni bir yön verdi.

"Balıkçının Masalı" ve "Emanetçi Sava" diye vanilya kokulu mektuplar gelmeye devam etti.

"Herkes bilir, dedektiflikte en önemli konu ipin ucunu bulmaktır. İpin ucu yakalandı mı, çorap göz açıp kapayıncaya kadar sökülür."

Göndereni belirsiz bu mektupların gizini çözmeye kesin kararlı acar dedektif Kıymık kolları sıvar...

Bu arada Kıymık'ın buluşlar defterine yazdığı gibi: "Vanilya, dünyanın en güzel kokusudur. Vanilya kokusu giren eve mutsuzluk girmez."

Siz de eğer kitabı okuyup yorumlarınızı benimle paylaşırsanız mutlu olurum. Sevgiyle kalın...

Comments

Post a Comment

Popular posts from this blog

Çöp Plaza

Garajdaki Giz - David Almond