Mavi Zamanlar - Mavisel Yener
Mavi Zamanlar - Mavisel Yener
1984’te Ege
Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinden mezun oldu. Şiir, öykü, masal, tiyatro
oyunu, roman türlerinde pek çok eser verdi.
Gazete Ege‘de ve Haber
Ekspres gazetesinde çocuk sayfası hazırladı. 2007’den bu
yana Cumhuriyet gazetesi Kitap
ekinde çocuk kitapları hakkında tanıtım ve eleştiri yazıları yazmaya devam
ediyor.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiYZCZ4grAnJw-8iuOM4tqUYxfkToExzGK-Y-7tSz2i00x0x5CUm-rsOE2IOk9ldySBcW8fCvWJWt_F9pnCQiwyojJGTNVV-WKRdPRPsocdXdY3xz_okwvW8XGq3Veg6vwzQmkBplfkpCLL/s200/Screen+Shot+2017-02-18+at+21.05.00.png)
İki yazar arkadaşıyla (A. Akal, N. Yılmaz) birlikte kaleme aldığı
“Mor Gece Mavi Gün” isimli oyunu Ankara Devlet Tiyatrosu’nda sahnelendi. TRT
Radyolarında oynanmış radyo tiyatroları var. “Küçük Hanımlar Küçük Beyler” adlı
oyunu Uluslararası Tiyatro Festivali’nde Türkiye’yi temsil etti. Oyun,
ayrıca Hindistan’da seyirciye sunuldu. 2012 sezonunda “Kırmızı Şemsiye” adlı
tiyatro oyunu (A. Akal, N.Yılmaz ile birlikte) İstanbul Devlet Tiyatrosu
tarafından sahnelendi. 2012’de (Literature In Flux) Doğu Avrupa ve Türkiye’yi
içine alan kültürlerarası edebiyat buluşmasında Split ve Tiran’da ülkesini
temsil etti. 2013’de Yılın Çocuk Kitapları Yazarı ödülüne değer bulundu (Kosova). 2015’de
Macaristan, Rodos ve Belçika çocuk edebiyatı buluşmalarında ülkesini temsil
etti. 2015’de Reçelli Şiirler adlı kitabı (Aytül Akal ile birlikte) ÇGYD
Yılın Kitabı tasarım ödülünü aldı.
Çocuk edebiyatının Nobeli sayılan H.C.Andersen Ödülü için 2018 yılı Türkiye adayı olarak gösterildi.
Çocuk edebiyatının Nobeli sayılan H.C.Andersen Ödülü için 2018 yılı Türkiye adayı olarak gösterildi.
Edebiyatçılar Derneği, Yazarlar Sendikası, Dil Derneği,
P.E.N. Yazarlar Derneği, Oyun Yazarları ve Çevirmenleri Derneği, Çocuk ve
Gençlik Yayınları Derneği’nin üyesidir.
Çocuk yazını alanında atölye eğitmenliği de yapıyor. Çocuk yazını
alanında gerçekleşen yurtiçi/yurtdışı sempozyumlarda bildiriler sundu;
üniversitelerde konferanslar verdi. Öykü, masal ve şiirleri ilköğretim ders
kitaplarında yer alıyor, yabancı dillere çevriliyor.
Yazar, evli ve iki çocuk annesidir.
Tülün ardında görünüyordu Ay
Masal anlattı bana bir dolunay gecesinde,
Uyumadık sabahlara kadar…
Sekizinci sınıfa
geçen Birce, yedinci sınıf kitaplarını verip onların yerine tatilde
okuyabileceği kitaplar alır. Bu kitaplardan birinin adı çok ilgisini çeker:
Gizli Geçitleri Bulmanın Yolları. Birce, bu kitapla birlikte kendini büyük bir
maceranın içinde bulur. Katıldığı yarışmada da dereceye giren Birce, Allianoi
Arkeolojik Kazı Alanı’nda bir haftalık tatil kazanır.
Birce, Aktan,
Sevilay ve Işıl kazı alanına doğru yola çıkarlar. Birce yolculuk sırasında
kitabını okumaya iyice dalmıştı. Mavi zamanların dolunay masalcısı, dut
ağacından yaptığı kağıt parçasına ‘Gizli geçitleri bulmanın ilk kuralı; gök
evrenin mavisini görebileceğin, dağların kekik kokan havasını soluyabileceğin,
yelin fısıltısını, suyun şırıltısını duyabileceğin bir yerde olmaktır.’ yazmıştı.
Yarı şeffaf mor kâğıdın üzerindeki yazı
şöyle devam ediyordu:
Herşey yaşamın
gizli geçitlerine yol alabilir, yeterki ki gör.
Minibüs sert bir
dönüşle toprak yola saptı. Şöför dikiz aynasından bakarak konuştu:
“Geldik sayılır.”
Yolun kıyısındaki
tabelayı okudular: “Allianoi Kurtarma Kazısı Alanı”
Burası mitolojide
hasta insanlara şifa dağıtan, hekimliğin ve tıp biliminin sağlık tanrısı
Asklepios’a adanmış bir Asklepion. Söylenceye göre tanrı Apollon, oğlu Asklepios’u
yarı at yarı insan olan Kheiron’a emanet etmiş. Kherion ona okuma yazma ile
birlikte öncemli hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların formüllerini de
öğretmiş. Asklepios’un ünü kısa sürede yayılmış. Onun ölüleri bile dirilttiği
söylenmiş. Zeus buna kızdığı için Asklepios’u öldürtmüş. Halk da Asklepios’un
adını yaşatmak için aynı isimle sağlık merkezleri kurmuş. Buralara ‘Asklepion’
adını vermişler. Allianoi de onlardan biri. Yani burası Batı Anadolu’nun en
büyük şifa merkeziymiş.
Bu masal İlya’da
geçen okuruna yazılmış bir mektuptur.
Kazı alanında
herkes işinde gücündeydi. Birce kitabını okurken sağ eliyle taşa dokunuyordu. “…
uçsuz bucaksız düzlüklerde rastlayınca yüz çevirdiğimiz tekerlek izi gibi.
Gördüğün şey yüzyıllar boyu başkaları tarafından da görüldü; ama iz süremedi
onların gözleri.”
Birce gözlerini
kapayarak içini çekti ve hızla yerinden kalktı. Dün gece bahsedilen su
perisinin nerede olduğunu merak etti. Onun Bergama Müzesinde sergilendiğini
öğrendi.
‘Neden su perisi
demişler peki?’
‘Herhalde
kucağında kocaman bir istridye tuttuğu için…’
Gilman, gel
masalın su perisi ile ilgili kısmını bir daha okuyalım.
Diğer bir taraftan
ise Seine Nehri’ne bakan Montebello Caddesi’ndeki karanlık, rutubetli çatı
katında İbrahim, Mısırlı Necip ve Mısırlı Reşat, Paris’teki sahaftan buldukları
el yazması haritayı dikkatle inceliyorlardı.
Bu haritaya göre
dünyanın elektromanyetik alanını düzenleyen dört büyük kristal, dört ayrı
bölgede yer alıyor. Bunların biri Türkiye’de, diğer üçü okyanuslarda görünüyor.
Şu an
ulaşabileceğimiz tek kristal Türkiye’de.
Yerküre dev bir
mıknatıs, mıknatıslanmanın değiştirilmesi gezegendeki su dengesini Mısır adına
olumlu etkileyecek, Mısır’a su getirmeyi biz başaracağız. Reşat’ın ve Necip’in
gözleri parladı, yolculuk Türkiye’ye…
Birce bu arada
kitaptaki şifrelerle yavaş yavaş karşılaşmaya başladı.
“Sakın ola
demeyesin, hamamın kubbesi yok, tası yok, kurnası yok, suyu yok! İşte ilk ipucu
sana. Dünya güzeli su perisi hâlâ yıkanıyor orada…”
İşte şifrelerin
ikincisi: Ay yeryüzüne iyice yaklaşıp İlya’da ıslanınca çıkabilirsiniz yola.
Her kim üç köşeli
tası bulur, tası kumla parlatırsa tılsıma yaklaşacak. Havuzun kenarında bekler
tas yüzyıllardır, içinde, beklenen şifre.
Masal der ki:
tılsım su perisinin elindeki kristalde. Ey Dolunay Masalcısı, yol kesenler
yanıbaşında su perisinin. Görmeyi bilmeyen insanların elinde yanlış anlaşıldı
bütün bilgiler.
Git ve kurtar
Allionoi’nin yerlatı kentini. Su için doğdu, su için de yok olmasın…
Yaz başında Allianoi’de
düzenlenen gençlik şenliği için toplananlara kazı başkanı, arkeolog Gilman:
eğer barajın projesi değiştirilmeseydi, bugün bütün bu güzellikler su altında
kalmış olacaktı. Allianoi dünyaya örnek olmuş, sular altında kalmaktan kurtarılmış
ilk kenttir.
Mavi Zamanlar
eski çağlara ait antik bir keşfi anlatıyor. Mavisel Yener’den macera
romanlarını sevenlere güzel bir armağan. Allianoi antik kentindeki maceralı bu
masalı keyifle okumanızı diliyorum.
Comments
Post a Comment